
6 Şubat 2023’te meydana gelen yıkıcı depremlerin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, Türkiye’nin güneyinde etkilenen bölgelerde toparlanma süreci hâlâ devam ediyor. Devlet verilerine göre en az 85 milyar dolarlık maddi hasar oluştu, ayrıca bölgedeki ekonomik üretimde 20 milyar dolarlık kayıp yaşandı.
Depremler sonucu 680.000 konut yıkıldı; ancak bugüne kadar bu evlerin yalnızca üçte birinden azı yeniden inşa edilebildi. Hâlâ yaklaşık 600.000 kişi konteyner kentlerde yaşamını sürdürüyor. 11 ili etkileyen felaket, 53.000’den fazla can kaybına neden oldu. Kuzeybatı Suriye de depremlerden etkilenen bölgeler arasında yer aldı.
Adıyaman Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Abdülkadir Çelenk, AGBI’ye yaptığı açıklamada, “En büyük sorunumuz hâlâ iş gücü eksikliği,” dedi. Konut sorunu nedeniyle bölgeyi terk eden çok sayıda insanın geri dönmediğini belirten Çelenk, kalıcı konutların yavaş bir şekilde teslim edildiğini ve bu durumun iş gücünün yeniden inşasını zorlaştırdığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ocak ayında yaptığı açıklamada şimdiye kadar 201.000 konutun tamamlandığını ve teslim edildiğini duyurdu. Hedef, bu sayının yıl içinde ikiye katlanması. Ancak bu hedef tutturulsa bile, yıkılan toplam konut sayısının oldukça gerisinde kalınacak.
Aynı zamanda İstanbul ve çevresindeki deprem riskine karşı önlem alınması da gündemde. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın verilerine göre, İstanbul’daki 7,5 milyon yapının 1,5 milyonu yüksek riskli, 600.000’i ise acil yıkılma tehlikesi taşıyor. İstanbul, ülke GSYİH’sinin üçte birini, Bursa ve Kocaeli ile birlikte yaklaşık yüzde 40’ını oluşturuyor. Bu nedenle olası bir deprem sadece insan hayatını değil, Türkiye ekonomisinin bel kemiğini de tehdit ediyor.
Deprem bölgelerinde yaşanan bir diğer sorun ise artan inşaat maliyetleri. Hatay Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikme Çinçin, hazır beton gibi temel malzemelerin fiyatlarının, başkent Ankara gibi diğer şehirlere kıyasla Hatay’da çok daha yüksek olduğunu belirtiyor. “Fiyatlar fırsatçılık nedeniyle fahiş seviyelere ulaştı,” diyor.
Adıyaman’da konteyner kentte yaşayan eski iş insanı Alattin Pektaş ise, şehirde küçük esnafın henüz toparlanamadığını ifade ediyor. “Küçük işletmeler şehrin atan kalbiydi. Hayatımıza kaldığımız yerden devam edebilmek, iyileşebilmek ve şehirdeki o kalp atışını yeniden duymak uzun zaman alacak,” diyor. Pektaş, depremlerde 70 yakınını kaybetti.
Türkiye, bir yandan deprem bölgesini ayağa kaldırmaya çalışırken, diğer yandan ülkenin farklı noktalarında deprem riskine karşı hazırlık yapmaya devam ediyor. Ancak barınma, iş gücü ve finansman gibi çok sayıda sorun, sürecin uzun yıllar alacağını gösteriyor.
Leave a Reply